16 Mart 2015 Pazartesi

Ekspresyonizm(Dışavurumculuk)

Doğanın olduğu gibi temsili yerine, duyguların ve iç dünyanın ön plana çıkarıldığı 20. yüzyıl sanat akımıdır.
Bu akımı "insanların en gizli yönlerini açığa vuran bir anlatım" olarak açıklayabiliriz. Zaten "ekspresyon" Fransızcada "anlatım" anlamına gelmektedir. Ekspresyonizme göre şairin görevi dış dünyanın anlamsızlığına. ruhsuzluğuna süretii bir atılışla anlam kazandırmaktır. İyi bir sanatçı, bir nesneyi bütün somut ilişkilerinden ayırmak, onu çıplak ve yalnız olarak, bireysel zihnin katışıksız bir ürünü olarak incelemek durumundadır. Sanatçının kendi öz sezişini anlatım olarak adlandırılan ekspresyonizmi ilk olarak Almanlar kullanmıştır. I. Dünya Savaşı ndan sonra özellikle Alman resim ve sinemasında uygulanmıştır. Vincent Van Gogh bu akımın öncüsü kabul edilir. Herwarth Waiden, Strindberg de bu akımın temsilcilerindendir. Dışavurumculuk olarak da adlandırılan bu akım, empresyonizme kaşıdır. Empresyonizmde olduğu gibi dış dünyadaki izlenimleri aktarmak değil, insanın iç dünyasında doğan duyguları anlatmayı amaçlamıştır.

Ekspresyonizmin Akımının Özellikleri
-İnsanın iç dünyasına ait duygularını, yani ruhsal durumlarını anlatmak esastır.
-Ekspresyonistler, kendi iç dünyalarına yöneldiklerinden iç gözleme büyük önem vermişlerdir.
-Ekpresyonistler, bir nesneyi bütün somut ilişkilerinden ayırmak, onu çıplak ve yalnız olarak bireysel zihnin katışıksız bir ürünü olarak değerlendirmek istemişlerdir.
-Dış âlemin anlamsızlığına, ruh ve anlam kazandırmayı düşünmüşlerdir.
-Ekspresyonistler, sanatçının görevinin, insanın öz derinliğine inmek olduğunu ve özün kavranması için de aklın kontrolünde olmamak gerektiğini belirtmişlerdir.
-Bu edebiyat akımında çelişmelerin ruhsal durumu, bozguncu renkler, garip biçimlerle haykırışlar yer alır.
-Bozulmuş çizgi ve şekiller, abartı renkleri ile duygusal bir iz bırakmayı hedefler.
-Ekspresyonist bir sanat eserini yorumlarken çizgilerin, renklerin kullanımına dikkat edilmelidir. Sivri ve keskin çizgiler, kırmızı ve tonları öfkeyi ön plana çıkarırken, dairesel oluşumlar, mavi ve tonları daha çok sakinliği vurgular.

Ekspresyonizmin Temsilcileri
-O'Neil
-Kafka
-Eliot
-J. Joyce


FRANZ KAFKA
Franz Kafka,(d. 3 Temmuz 1883 – ö. 3 Haziran 1924) modern dünya edebiyatının ikonik ve özgün yazarlarından biridir. Temmuz 1883'te Prag’da ufak moda eşyalar satan bir dükkan işleten Hermann ve Julie Kafka'nın 6 çocuğunun ilki olarak dünyaya gelmiştir. İki erkek kardeşi daha bebekken ölmüştür. 3 kız kardeşi de kendinden uzun yaşamıştır. Hukuk okumuş, boş zamanlarında yazmaya başlamıştır. Yazıları, ilk olarak Betrachtung, 1912 yılından itibaren yayımlanmaya başlamıştır. Kafka'nın duygusal deneyimleri ve ailesiyle olan ilişkileri eserlerinde özellikle günlük ve mektuplarında ifade bulmuştur. Babaya Mektup'ta Kafka'nın bakış açısından babasıyla olan ilişkisi gözükmektedir. Hayatta olduğu süre içerisinde 7 kitap yazmıştır, bunların yanında 3 tamamlanmamış roman ve birçok mektup ve günlük bırakmıştır gerisinde. Kafka yakın arkadaşı Max Brod'dan öldüğünde tüm bu eserlerini yakmasını istemiştir. Max Brod'un Kafka'nın bu isteğini yerine getirmemesi sayesinde bugün bu eserleri okuma şansına sahibiz. Kafka tüm eserlerini Almanca yazmıştır. Kafka modernist yazar olarak görülmektedir. Eserlerinde suçözgürlük,yabancılaşma ve sorumluluk ayrıca otoriteye bireysel karşı koyma gibi temaları işlemiştir. Kafka’nın en tanınmış eserleri DavaŞatove Dönüşüm 'dür. Kafka 3 haziran 1924'te verem'den ölmüştür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder